Yazar - admin

Cennet Cehennem Mağaraları

Yerin 30 Kat Altına İn Bu çöküntüler, bundan milyonlarca yıl önce, hatta insanlık daha ortada bile yokken, Miyosen Çağ’da (günümüzden 23 – 5 milyon yıl öncesine denk gelen zaman dilimi) mağaraların tavanının çökmesi sonucu oluşmuş. Cennet, içine merdivenle inilebilen, en dibinde de bir mağara olan, Cehennem ise içine sadece dağcılık ekipmanı ile inilebilen darlıkta ve derinlikteki obruk. Cennet çukuru, ismi gibi bir o kadar ferah, vaha gibi, ve inmesi çıkması kolaysa Cehennem de adı gibi bir o kadar ürpertici, inmesi çıkması meşakatli bir yer.     Elbette siz de bizim gibi Cehenneme seyir terasından bakmakla yetineceksiniz ama 450 basamaklı Cennet çukuruna inmeden dönmek olmazdı şimdi. Cehennem gerçekten derin. 128 metre yani 30-35 katlı bina. İsminin de muhtemelen veriliş nedeni iniş-çıkış şansının olmaması ve seyir terasında aşağıya baktığınızda derinliği nedeniyle ürpermeniz. Tabanlara kuvvet! 450 basamağın 300’üncü basamağına denk gelen mağaranın ağzında bir de kilise var. Roma Dönemi’nde belli bir zamana kadar Hristiyanlık yasak olduğundan Hristiyanlar Cennet çukuru gibi gizli saklı yerlerde ibadet etmişler. Kilisenin 150 basamak aşağısında da mağaranın dibine ulaşıyorsunuz. Mağaranın içine girdikçe yer kayganlaşıyor. Uygun ayakkabı getirmek gerek. Cennete inmesi çıkması ile birlikte tüm alan kabaca 1,5 – 2 saatte gezilebiliyor. Müze Kart geçiyor. Giriş 15 TL.  

Adam Kayalar

Milattan önce 3. yüzyıl ile milattan sonra 3. yüzyıl arasındaki dönemde yapıldığı tahmin edilen Adam Kayalar, Erdemli’nin Kızkalesi Mahallesi’ne yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan 

Şeytan Deresi Vadisi’nde yer alıyor. Adam Kayalar adıyla bilinen ve büyük kabartmalardan oluşan arkeolojik kalıntı, Mersin’in en önem taşıyan yerlerinden biri.

Kız Kalesi

Deniz Kalesi olarak da bilinen Kız Kalesi, adını da verdiği mahalle sahilindeki küçük bir adacığın üzerinde kurulmuştur. Kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metredir. Burada bulunan bir yazıttan 1199 yılında I. Leon tarafından yaptırılmış olduğu öğrenilmiştir. 1361’de Kıbrıs Krallığı tarafından zapt edilmiştir. Strabon, Roma Dönemi’nde korsanların kaleyi barınak olarak kullandıklarından bahsetmektedir. Kale Bizans ve Ermeniler tarafından karadaki kale kadar önemsenmiştir. Kalenin girişi kuzeydedir. Burada devşirme malzeme kullanılmıştır. Yine zaman zaman moloz taşların kullanıldığı yerler büyük bir olasılıkla Lusignanlar Dönemi’ne ait olmalıdır. 192 metre uzunluğundaki mazgal delikleri açılmış kale suru üzerine üçgen, dörtgen ve yuvarlak biçiminde 8 burç oturtulmuştur. Batıdaki sur boyunca uzanan iyi korunmuş bir galeri ile buradan denize açılan bir kapı bulunmaktadır. Mersin Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan temizlik kazısı sırasında kalenin orta alanında bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı kompleksi içerisinde bir şapel bulunmaktadır. Yapı topluluğu ile müşterek plan veren bu şapelin, kalenin avlusunda bulunan diğer şapelden daha eski olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tabanda mozaiklerin yanı sıra opus sectile zemin döşemesi de uygulanmıştır. Çevresindeki odalar orta mekândaki salona açılmaktadır ve kare planlı odaların zemini kuzeye doğru yükselmektedir. Taban mozaiği üzerinde yuvarlak saç örgüsü içinde beş satır yazı ve alanın batı köşesindeki revak üzerinde de başka bir yazıt bulunmaktadır. Kale avlusu içerisinde sarnıçlar ve işlikler de yer almaktadır.